Çin "açık deniz rüzgar türbini çiftliği" inşa edecek.

2017'nin başında Çin hükümeti, 2020 yılına kadar yenilenebilir enerji için 360 milyar dolarlık bir yatırım yapacağını duyurmuştu. Ayrıca bu doğrultuda 85 adet kömürle çalışan elektrik santrali kurma planlarını da rafa kaldırmıştı.

Akabinde Çin hükümeti, çok geçmeden, daha 2017 yılının Mart ayında resmi hedeflerini çoktan aştıklarını belirtmişti. MGI tarafından yayınlanan bir raporda (2017) Çin'deki yeni gelişen teknolojilerin benimsenmesi halinde küresel enerji verimliliğinin önümüzdeki yirmi yılda %40-70 oranında artacağı öngörülmüştü.

Yapılan yatırımlar sonucunda 2012'de toplam tüketimin %2.1'ini oluşturan yenilebilir enerji kaynakları 2017 itibariyle Çin'deki elektrik arzının %5.3'ünü oluşturuyordu. Bununla birlikte endüstriyel anlamdaki maliyetlerde de önemli bir düşüş yaşanmıştı.

Çin, şimdi de Norveç'in yıllık tüm enerji ihtiyacını karşılayabilecek seviyede bir rüzgar türbini tarlası inşa etmeyi planlıyor. 

Guangdong eyaletine bağlı Chaozhou kentinin beş yıllık endüstri planına göre 2025'ten önce 43.3 gigawattlık bir rüzgar gülü tarlası yapılması planlanıyor. Rüzgar gülü çiftliği, Tayvan Boğazı'ndaki şehrin kıyısından 75 ve 185 kilometre uzaklıklardaki alana inşa edilecek.

Proje tamamlandığında, dünyanın şu anki en büyük rüzgar çiftliğini (yine Çin'de bulunan ve 20 gigawatt kapasiteli Jiuquan Rüzgar Enerji Tesisi'ni) gölgede bırakacak.

Ayrıca proje için seçilen alanın olağanüstü topoğrafik özelliklere sahip olmasıyla birlikte türbinler zamanın %43'ü ila %49'u arasında elektrik üretebilecek.

43.3 gigawatt ne demek?

Bir gigawattlık enerji yaklaşık 100 milyon led lambayı aydınlatabilir. Daha klasik bir tabirle, 300.000 (300 bin) hanenin elektrik ihtiyacını karşılayabilir. Bu yeni tesis böylelikle 13 milyon hanenin elektrik ihtiyacını karşılayabilecek kapasiteye sahip olacak.

Çin, geçen yıl, toplam kapasitesine 16.9 gigawattlık açık deniz rüzgar kapasitesi ekleyerek rekor kırmıştı. Ayrıca ülke halihazırda dünyanın en büyük açık deniz rüzgar türbini filosuna sahip. Başkan Xi Jinping ülkeyi 2060 yılına kadar sıfır emisyonlu bir hale getirirken yerel yönetimler de kömür ve doğalgaza göre daha düşük maliyetli ve iddialı yenilenebilir inşa planları sunmaya devam ediyor.

Şimdilik bu kadar, gelecek yazılarımda görüşmek üzere. 


İnovatif girişimciler Dubai'de!

Uzun bir aradan sonra sonra yeniden merhabalar. Buna "ara" demek biraz saçma çünkü neredeyse 4 senelik bir süreden bahsediyoruz. Bu kadar uzun zamandan sonra yeniden bir yazıya başlamak benim için oldukça zor olacak. Bundan ötürü biraz eski yazılarıma göz gezdirdim. Umarım bu konuda hayal kırıklığına uğratmam.

İnovasyonlarıyla dünyayı değiştirmek isteyen genç girişimciler bu sene ilki düzenlenen "Prototypes for Humanity" fuarı için Dubai'ye akın ettiler.

Prototypes for Humanity, 100'den fazla ülkedeki tüm bilimsel ve yaratıcı disiplinlerdeki üniversite öğrencileriyle etkileşim kurarak küresel sorunlara ilişkin farkındalığı arttırmayı, yapılan çözümleri kutlamayı ve hayata geçirilmesini hızlandırmayı amaçlayan bir fuardır.

Fuar bu sene 8 farklı alanda proje kabul etmiştir. Bu alanlar doğrultusunda;

  • gıda ile olan ilişkimizin yeniden tasarlanması,
  • hastaların kendi kendilerine daha yeterli hâle gelebilmesi,
  • doğa ile daha dengeli ekonomik ilkelerin planlanması,
  • yagın kurtarmadan sel müdahalesine kadar uygun fiyatlı ve pratik teknolojiler geliştirilmesi,
  • çevreyi kirleten kaynaklar konusunda farkındalığın arttırılması,
  • engelli veya dezavantajlı yerlerde yaşayan bireylerin erişilebilir teknoloji ile güçlendirilmesi,
  • savunmasız grupların toplumda daha aktif bir şekilde yer almalarının sağlanması,
  • bilgiye erişimin daha adil bir şekilde olması,

amaçlanmakta.


"Bioactive Peptides Cookies"

Bir meyvenin veya sebzenin çimlenmiş olması tercih edilmez. Hatta kimi zaman bunun bazı hastalıklara yol açacağı dahi gündem konusu olur. Birkaç araştırmacı bunun üzerine kafa patlatmışlar. Deneyleri ve araştırmaları sonucunda çimlenmiş fasulye unundan yapılan kurabiyelerin, bulaşıcı olmayan kronik hastalık riskini azaltabileceğini söylüyorlar. Hatta yaptıkları kurabiyelerin satışını da yapıyorlar.

Ayrıca ilgili projeye göre çimlenme süreci, moleküllerin parçalanması ve daha kolay sindirilebilir hale gelmesi nedeniyle besinden elde edilen biyo yararı da arttırmakta. 


"Farmality" 

Ülkemizde de hâlâ birçok yerde meyveler güneşte kurutulmakta. Bu durum Pakistan'ın büyük bir kısmında da öyle. Hatta hasat edilen meyve ve sebzelerin %40 kadarı nakliye gecikmeleri ve kısa raf ömürleri nedeniyle israf edilmekte. Elbette elektrikli kurutma sistemleri kullanılabilir ama elektriksiz ortamlarda ne yapacağız? Bu konuda üç farklı üniversiteden bir araya gelen akademisyenler ve öğrenciler güneş enerjili gıda kurutma makinesi geliştirdiler. 

Yapılan açıklamaya göre geliştirilen bu makine, açık güneşte kurutmadan daha iyi sonuçlar verdiği gibi elektrikle kurutmadan da daha uygun maliyetli.



"Oasien"

Yağmur sularını nasıl daha etkili kullanabiliriz? sorusundan yola çıkılarak tasarlanmış bu proje, ENSCI'den Solene Meinnel tarafından yapılmış. Amaç ortak alanlarda yeni insanların iletişim kurmasını sağlamak ve aynı zamanda mümkünse yağmur suyu toplamak.

İlk başta tek olarak dizayn edilen projede Solene, çatılardaki suyu kullanabilmek adına tasarımda sonradan bazı değişiklikler de yapmış. 

Ayrıca oturakların altında da bitki yetiştirilebilecek minik alanlar
mevcut. Böylelikle yağmur suyundan bitkiler de yararlanabilecek.


Fuara ülkemizden katılan öğrenciler de mevcut. Bu öğrencilerden biri de henüz ODTÜ Endüstriyel Tasarım bölümünden yeni mezun olan Merve Kalan. "Diacare" ismini verdiği projesiyle insülin ilaçları için güvenli bir depolama sistemi geliştirmiş.

Diyabet ilaçları için uygun saklanabilir soğukluk ayarında çalışan cihaz ayrıca pil kullanımına da olanak sağlıyor. 

Hoşuma giden diğer projeleri de imkan bulduğum sürece paylaşmaya devam edeceğim. 4 yılda teknoloji nereden nereye gitti.. Şimdilik benden bu kadar. Gelecek yazılarımda görüşmek üzere.