Voyager 2 yıldızlararası bölgeye ulaştı

ABD Havacılık ve Uzay Merkezi (NASA) 1997'de uzaya gönderdi. Voyager 2, 41 yılın ardından Güneş sistemini geçerek yıldızlararası bölgeye ulaştı. NASA yaptığı açıklamada Voyager 2'nin Dünya'dan yaklaşık 11 milyar mil (17 milyar kilometre ) uzaklaşarak Güneş sistemine veda ettiğini belirtti. 

Voyager 2, Güneş sisteminden ayrılan ikinci insan yapımı araç oldu. Kardeşi Voyager 1 ise bu bölgeye 2012 yılında ulaşmıştı. Voyager misyonun asıl amacı Jüpiter ve Satürn etrafında dolanıp gezegenler ve uyduları hakkında fotoğraf çekmekti. Voyager 1 ve Voyager 2 bilim adamlarının Jüpiterin uydusu IO üzerindeki yanardağları, Europa'nın buzla kaplı yüzeyinin altındaki büyük okyanusu ve Satürn'ün uydusu Titan'daki metan yağmurlarını keşfetmelerine yardımcı oldu.

Voyager 2, yolculuğundan şaşmadan Uranüs ve Neptün'e doğru ilerlerken, kardeşi Voyager 1 ise Satürn'ün çekim gücüne kapılarak Güneş sisteminin dışına sürüklenmeye başlamıştı. 

Voyager 2 bu kadar uzaklıkta nükleer enerji ile çalışmakta ve Dünyaya 17 saatte bir veri göndermekte. 

NASA Voyager 1 ve Voyager 2 üzerindeki kameraları uzun bir süre önce kapatmıştı. Şimdi Voyager 1 ve Voyager 2, 116 fotoğraf ile birlikte Beethoven ve Navajo gibi ünlü kişilerin CD'lerini ve Çindeki Amoy dilinde Uzaktaki dostlarımız nasılsınız? Müsaitseniz bize ziyarete gelin" mesajını taşıyor.

Her geçen gün yeni bilgiler gönderiyorlar ama bunun yanında da gönderme süreleri de bir o kadar artıyor. İleride çektikleri fotoğrafları yıllar sonra bize gönderecekler ve biz onları belki 10 yıl belki 20 yıl geriden takip ediyor olacağız.

Elon Musk'tan yüksek hızlı tünel

Elektrikli otomobil şirketi Tesla'nın kurucu Elon Musk, LosAngeles'ta yeni yüksek hızlı araç tünelini tanıttı. Yeni teknolojiler denediği The Boring Company ile geliştirdiği bu proje, araçları yerin altından saatte 240 km ile taşıyacak. 

Tanıtılan tünel şimdilik 1,6 km lakin Musk'ın amacı yeryüzündeki trafik sıkışıklığını giderecek büyük bir tünel ağı kurmak. 1 yıllık bir çalışmanın ardından 1,6 km'lik bir tünel yapabilen The Boring Company'nin şehrin trafiği taşıması için daha fazla çalışması gerekecek. 

Bu tünellere her araç giremeyecek. Özel olarak modifiye edilmiş elektrikli araçlar girebilecek. Bu sayede 240 km'ye kadar hız sağlanabilecek. Bunun yanında tünele girişler yol üzerinde bulunan özel asansörler tarafından gerçekleştirilecek. Bu özel asansörler araçları küçük vagonlara teslim edecek. Bu vagonlar ise tünel boyunca hareket ederek taşımayı sağlayacak.

Musk tünelin yaygınlaştığı zaman ulaşımda bir devrim yaratacağına inanıyor. Tabi tünel yaygınlaştığı zaman kullanım kolaylığı nasıl olur, insanlar kullanır mı orası büyük bir soru. 

The Boring Company yapılan tünelin 10 milyon dolara mal olduğunu söyledi. Eğer geleneksel yöntemlerle yapılsaydı bu tutar 1 milyon doları bulabilirdi. Tünelin şimdilik SpaceX ve The Boring Company adlı iki şirketin bulunduğu bölgede inşa edildiğini de belirtelim.

Ayrıca bir yıl önce Elon Musk hızlı ulaşım konusunda roket taşımacılığını önermiş ve SpaceX ile birlikte yeni roketler geliştirmeye başlamıştı. Umarım bu yeni tünel fikri de tarihe gözünü yuman diğer ulaşım projeleri gibi olmaz ve yaygınlaşarak insanlar arasında kullanılır.

İdrardan Bio-Tuğla üretildi!

Güney Afrika'da bir grup öğrenci idrardan çevre dostu tuğla üretti.

Cape Town üniversitesinin mühendislik bölümü öğrencileri erkekler tuvaletinde topladıkları idrar ile tuğla üretmeyi başardılar. Tuğla ; idrar , kum ve bir takım bakterilerin etkileşiminden oluşmakta.

İlk olarak gübre üreten öğrenciler birçok çökeltme deneyinin ardından bio-tuğlayı ürettiler.

Tuğlanın oluşmasında kritik rol oynayan bakteriler üre ile etkileşime girerek kalsiyum karbonat oluşturmakta. Oluşan kalsiyum karbonat ise kum tanelerini birleştirerek sert , tuğla benzeri ürünler ortaya çıkardı.

Cape Town üniversitesinde görev yapan Dr. Dyllon Randall BBC'ye yaptığı açıklamada normalde mercan kayalarının yaptıklarının aynısını yaptıklarını belirtti. Normal tuğla yapım aşamasında yüksek derecelerde fırınlanarak ortaya karbondioksit gazının çıkmasını sağlıyor. Yeni yapılan bio-tuğla ise herhangi bir gaz salınımı yapmıyor. 

Kireç taşından üretilmiş bir tuğlanın %40'ına eş değerlikte bir sertlik elde ettiklerini belirten Randall malzemelerin ve kalıpların değiştirilerek daha hızlı ve sert tuğlaların da elde edilebileceğini söyledi.

Bio-tuğlanın yapımı esnasında yüksek derecede koku oluşmakta. Bu kokunun nedeni ise üre içinde mevcut olan amonyak. Yüksek derecedeki amonyak kokusu, etkisini kısa sürede kaybetmekte. Ayrıca herhangi bir patojen veya hastalığın olmadığını da belirten Randall bunu tespitini yüksek pH değerlerine dayandırıyor. 

Bio-tuğlalar üretildikten bir hafta sonra tam olarak kullanılmaya hazır hale geliyor. Bu bir hafta içerisinde hem koku hem tuğla gereken sertliği almış oluyor. Ayrıca belirli büyüklüğe de bu bir haftada geliyor.

Şimdilik benden bu kadar umarım bilgilendirici bir yazı olmuştur. Diğerki makalelerde görüşmek üzere...

Çevre Dostu Sirketler #6 Dassault Systemes

Okulların başlamasıyla küçük bir ara vermek  zorunda kaldığım blogumda tekrardan sizlerle birlikteyim. Bugün çevre dostu şirketler serimizin 6. konuğu Fransız şirket Dassault Systemes oluyor. Şirketin amacı mühendislik bilgisini ileri düzeye taşıyacak programlar geliştirmek. Bu programlar 3 boyutlu tasarım programlarından veri yönetimine kadar birçok konuyu içerisinde barındırıyor. 

Kağıt üzerinde bir ürünün prensibini anlayabilir açıklayabilirsiniz. Lakin pratikte işler aynı şekilde gitmeyebilir. Pratikte yaşanılacak sorunları önceden ve bilgisayar ortamında görmek isteyen mühendisler için şirket SOLİDWORKS adında  tasarım programı geliştirdi. Bu program sayesinde ister 2 boyutlu  ister 3 boyutlu projelerinizi daha tasarım aşamasından test edebiliyorsunuz. Herhangi bir darbede neler olabileceğini veya parçaların birbiriyle uyumlu olup olmadığını görebiliyorsunuz. Ayrıca elektrik ile ilgili projelerinizi de bu ortamda rahat bir şekilde gerçekleştirebiliyorsunuz. Siz de endüstriyel bir proje geliştiriyor ve bu tür bir programa ihtiyacınız var ise internette nasıl kullanıldığı hakkında daha fazla bilgi bulabilirsiniz. Tabi istek üzerine ben de nasıl kullanıldığı üzerine bilgi verici bir makale yazabilirim.

Şirket sadece endüstri veya makine mühendisi gibi mühendislikler değil maden mühendisleri ve jeologlar için de programlar geliştiriyor. Şu anda sanal gezegen diye tabir edilen GEOVIA ile yapılacak tünellerin veya yapıların yeryüzünde nasıl bir etki oluşturduğunu, binaların Dünya'daki hava koşullarına dayanıp dayanmadığını, yapım aşamasından önce görebiliyorsunuz.

Dassault Systemes birçok programını son kullanıcıya uygun yapmıştır. Bu nedenle arayüzü basit ve az içeriğe sahiptir. Lakin büyük bir şirket için bundan fazlası gerek. Silah şirketlerinin silah tasarımlarını, araba şirketlerinin araba tasarımlarını yapacağı bir program. İşte bu programın adı CATIA. Daha ayrıntılı ve değişik özellikleri sayesinde endüstriyel şirketler tarafından çok tercih ediliyor. Ayrıca birçok araba şirketi canlı test özelliği ile arabalarının aerodinamik yapısını, yol tutuşunu ve kaza anında neler olabileceğini bu program ile önceden görebiliyor. Bu sayede piyasaya daha dayanıklı ve güvenli araçlar sunabiliyorlar

Her gün, programlarına yeni özellik ekleyebilmek için 16.000 kişi ile canla başla çalışan Dassault Systemes, özel programlar da geliştirmekte. ENOVIA denilen bu sistem, şirketinizin yaptığı ürünler doğrultusunda size en iyi verimi vermek için kendini hazırlıyor. Daha sonrasında kullanması size kalıyor. :)

Umarım yararlı bir yazı olmuştur. Makalemi beğendiyseniz takip etmeyi unutmayın. Herkse iyi günler.

Çevre Dostu Sirketler #5 Delta T Devices

Çevre Dostu Şirketler serimizin 5. konuğu Delta T Devices. İsmini duymamış olabilirsiniz çünkü araştırana kadar ben de bilmiyordum. Şirketimiz yeni teknolojiyi; çevre bilimi, bitki fizyolojisi, eko fizyoloji gibi alanlarda kullanarak çevresel izlemeyi kolaylaştırmaya çalışıyor.

Bu amacı doğrultusunda 47 yıldır sensör ve çevrimiçi veri sistemleri geliştiriyor.  Delta T Devices bitkilerin büyüme , gelişme sürecinin daha iyi takip edilmesi için WET-2 adında bir sensör geliştirdi. Bu sensör ile bitkilerin su ihtiyacı, sıcaklığı hatta kök gelişmişliğine dair bilgiler elde edilebiliyor.

 

Bazı şirketler için havadaki değişim önemli olabilir. Meteroloji İstasyonları havadaki değişimi büyük hava istasyonları ile öğrenmektedirler. Lakin bir şirket için büyük bir hava istasyonu kurmak mantıklı bir karar olmasa gerek. Bunu önceden fark eden Delta T Devices’in mühendis ekibi WS-GP1 adında portatif bir hava  hava istasyonu geliştirmişler.  

Bu istasyon üzerinde yağmur, solar radyasyon, rüzgar hızı, rüzgar yönü, bağıl nem ve sıcaklık olmak üzere 6 adet sensör bulunmakta. Ayrıca bu sensörleri kolayca Delta T Devices tarafından geliştirilen çevrimiçi veri merkezi DeltaLink Cloud üzerinden control edebiliyor, durumlarına ve verilerine bakabiliyorsunuz.  

 

Sadece WS-GP1 değil AN-WD2, WD1, AN4 gibi birçok portatif hava istasyonu geliştiren şirket sensör ve diğer malzemeleri tamamiyle geri dönüştürülebilir malzemelerden üretiyor.

Bu kadar gelişmiş sensörler geliştiren bir şirketin solar sensör geliştirmemesi beklenilemezdi. UVA , UVB ve UVC gibi Güneş ışını türlerinin hepsine özel sensör geliştiren Delta T Devices radyasyon sersörü de geliştirmekte. BF5, SPN1, ES2, GS1 gibi adlar verilen bu sensörleri birçok Meteroloji İstasyonu da kullanmakta.  (Eğer UVA,UVB,UVC hakkında bilginiz yoksa sayfanın en altına bakınız.)

 

Delta T Devices her geçen gün geri dönüştürülebilir malzemeler ile yeni sensörler geliştirmeye devam ediyor. Ayrıca şirket geliştirdiği herhangi bir ürünün veya sensörün askeri amaçla veya çevreye zarar verici bir uygulamada kullanılmasını da yasaklıyor. Site hakkında daha fazla bilgi için https://www.delta-t.co.uk/ adresine gidebilirsiniz. Ancak iyi bir İngilizce bilgisine sahip olmanız gerekmekte. Şimdilik bu kadar görüşmek üzere...

UVA, UVB, UVC Hakkında:

UVA, UVB, UVC ışınları UV (Ultraviyole) dediğimiz Güneş’ten gelen ışınların türleridir.  UCV ışınlarının tümü ozon tabakası tarafından  emilir. En zararlı ışın olan UVC ışınları bize ulaşamaz. Bize ulaşan ışınların %95!i UVA ışınlarıdır. Sağlımıza en az tehlikesi olan ışık türüdür. Bulutlu havalarda dahi maruz kaldığımız UVA ışınları cildimize yavaş lakin ağır bir şekilde etki eder. UVB ışınlarının büyük bir kısmı Ozon tabakası tarafından absorbe edilir. Lakin tabakanın delinmesi gib sorunlardan dolayı b,r kısmı bize gelir. Bu da bize ulaşan ışınların %5’ini oluşturur.  Cilt kanserine ve erken yaşlanmaya yol açan ışın türüdür.

Spike Chunsoft Oyunlarında İndirim!

Görsel roman ve anime oyunlarını sevenler için güzel bir fırsat, Steam oyunları tamamen dolar üzerinden hesaplamamakla kalmıyor üstüne indirim de yapıyor. Yoksa Hearts of Iron'u 250 TL'ye almak üzücü olurdu.

Şu anda da Spike Chunsoft tarafından yayınlanmış oyunlarda indirimler var.

Danganronpa Serisi:
31Tl  Danganronpa 1: 12.40Tl  

31Tl  Danganronpa 2: 12.40Tl

89Tl  Danganronpa V3: 44.50Tl

49Tl  Danganronpa UDG: 24.50Tl

Danganronpa tam olarak bir görsel roman olmasa da bolca okumaya hazır olun, çünkü karakterle sürekli etkileşim içinde olacaksınız ve bolca okumanız gerekecek. Yine de gayet eğlenceli bir seri bence. Eğer bu seriye başlarsanız, tüm oyunlarını (v3 hariç) bitirdikten sonra hikayeyi tam olarak kavramanız için bir de animesi var (İlk sezonu sadece ilk oyunu anlatıyor ve çok aceleye gelmiş bence, onun yerine oyunu oynamanızı tavsiye ederim). Anime Danganronpa 3 diye geçiyor ve 3 sezondan oluşuyor: Zetsubou Hen (Umutsuzluk Kısmı) Mirai Hen (Gelecek Kısmı) ve Kibou Hen (Umut Kısmı) ayrıca bir de Danganronpa 2.5 var. Danganronpa serisi güzel olsa da Hayran Kitlesiyle fazla haşır neşir olmamakta fayda var. Yani tadında bırakın oyunu.

Steins;Gate Serisi:

50Tl Steins;Gate: 20Tl

57Tl Steins;Gate 0: 39Tl

(Steins;Gate'in ilk oyununu almak isteyenler, tamamen anime grafikleriyle uyarlanmış bir remaster geliyor, onu beklemenizi öneririm. 2019'un başlarında Steins;Gate Elite adıyla çıkacakmış)

Steins;Gate'in bir görsel roman olduğunu hatırlatalım. Aldıktan sonra "ne lan bu" demeyin sonra, oyunun çoğu okumaktan ibaret, ama yinede oldukça zevkli bence. Steins;Gate'in iki oyunu da anime halinde mevcut (S;G 0 daha tamamlanmadı gerçi), ama olayları daha detaylı görmek ve gidişatı şekillendirebilmek için oyunları oynamak daha iyi olabilir. Steins;Gate zaman yolculuğu hakkında bir seri ve gerçek dünyadaki olaylarla da bağlantı kuruyorlar, hem karakterler hem de çizimleri çok hoş.

İndirimlerin son günü 20 Ağustos

Her iki oyun için de ileri ingilizce gerektiğini söylemeliyim.

Varsa japonca da olur ama ingilizcenizin yetmeyip japoncanızın yeteceğini düşünmüyorum İyi günler dilerim. 

1610 yılın ardından Açık Hava Müzesi oluyor!

1610 yıllık tarihe sahip Bizans döneminden kalan Bukoleon Sarayı İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından açık hava müzesine dönüştürülecek.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Çatladıkapı'da bulunan ve UNESCO Dünya miras listesinde yer alan 1610 yıllık Bukoleon sarayını restore edecek. Restore edilmesinin yanında saray açık hava müzesi haline getirilecek. Restore detaylarına inecek olursak yayalar için ahşap yürüyüş yolu yapılacak. Taş döşemeye sahip bir havuz da Bukoleon Sarayı'na güzel bir hava katacak.

Proje 25 Temmuz'da İstanbul 4 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü'ne sunuldu. Kuruldan gelen onayın ardından restorasyon projesi İstanbul Yapı İşleri Müdürlüğü tarafından hayata geçirilecek.

Projeye ilişkin detaylar ise şu şekilde;

Sonradan yapılan tüm demir eklentiler kaldırılacak.

Mermer yüzeyler temizlenecek.

Kopmalar veya diğer çökme görülen yerler kapatılacak.

Erime ve aşınmaya maruz kalan yerler onarılacak.

İBB'nin bu şekilde eski yerleri müzeye çevirme fikri halk tarafından iyimser şekilde karşılandı. Yapılacak işlerin belli olmasına rağmen oluşacak müzenin giriş fiyatı hakkında bir bilgi yok. Umarım herkes tarafından kabul görülen bir fiyat olur. Şimdilik benden bu kadar. Diğerki makalelerde görüşmek üzere...

Çevre Dostu Sirketler #4 Fibria

Tekrardan Çevre Dostu Şirketler serimize devam ediyoruz. Bu sefer ki konuğumuz Brezilyalı ormancılık şirketi Fibria. Şirketin amacına kısaca insanların ve toplumun refahını artırmak için yeni ormanlar  oluşturmak ve yeni kuruluşların da  bu yönde çalışmalarını desteklemek diyebiliriz.

Fibria Dünya’da var olan ormanları kullanmak yerine kendi oluşturduğu ormanları kullanarak kağıt hamurlarından biyo yakıta kadar birçok kategoride ürün geliştiriyor. 

Beş ülkeden 18000 den fazla çalışanıyla yıllık 7.25 milyon ton kağıt hamuru üreten Fibria nakliyat  yönünden geri kalmamak için birçok liman ile işbirliği içerisinde çalışıyor.

Fibria bu kadar hamur üretecek ormanı nasıl yetiştiriyor?

Fibria ormancılık faaliyetlerini yenilenebilir ormanlara dayandırmakta.  Bu ormanların 370.000’i çevre koruma , 656.000’i okaliptüs ağaçları ekimi, 61.000’i de diğer işlemler için harcanmakta. Toplamda Fibria’nın 1.092 milyon hektarlık orman arazisi bulunmakta.  Kısaca İzmir ili kadar bir alanın tamamiyle orman olması demek.  Bu sayede Fibria 35 ülkeye yetecek kadar kağıt hamur üretebiliyor.

Yenilebilir orman ne demek?

Yenilebilir ormanların dünya iklimine zararı yok denecek kadar azdır. Bu ormanlar özel olarak ekomonik kazanç sağlaması için yetiştirilmektedir. Her yıl kesilip tekrar ekilen bu ormanlar genellikle kağıt hamuru veya kağıt havlu üreten şirketler tarafından kullanılmaktadır.

Fibria 4 farklı ülkede binlerce kimyager ve araştırmacı ile ARGE faliyetlerini yürütüyor. Kanada’da dünyanın lider selüloz nanokristal üretici CelluForce ile birlikte lignin uygulamaları hakkında araştırmalar yürütüyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde Ensyn Corporation ile işbirliği içerisinde biyo temelli yenilenebilir yakıtlara yatırım yapıyor.  Finlandiyada Spinnova ile birlikte yeni iplikler ve viskoz ürünleri için araştırmalar yapıyor. Ayrıca Brazilya’da 261 şehirde sosyal projeler sürdürmekte ve yer aldığı topluluklara değer katmaya çalışıyor. Bu şekilde büyük bir ARGE çatısı altında yeni projeler ve ürünler geliştiren Fibria birçok ödülün de sahibi.

2017 Sürdürülebilirlik Ödülünü alan şirketimiz bunun yanında Değer İnovasyonu, 2017 En İyi Girişimcilik Ödülü, Aracruz ve Gazeta ödülleri gibi daha birçok ödülü de elinde barındırıyor.

Çevre Dostu Şirketler serimizin 4. Konuğunu da burada uğurluyoruz. Daha fazla bilgi için http://www.fibria.com.br/en/ adresine gidebilirsiniz. Umarım bilgilendirici bir yazı olmuştur. İyi günler.

Çin'den iki navigasyon uydusu daha!

Çin’in Sıchuan eyaletinde bulunan Xichang Uydu Fırlatma Merkezinden Long March-3B tek taşıyıcı roketi ile uzaya iki uydu gönderildi. Uydular fırlatıldıktan üç saat sonra yörüngelere yerleşti.  Bu sayede Beidou-3 (Kuzey Yıldızı) navigasyon uydusu serisine iki uydu daha katılmış oldu.

Serinin 33’üncü ve 34’üncü uyduları olan bu uydular yapılacak bazı testler ve ayarlar sonrasında hizmete başlayabilecek.  2000 yılında Çin’de hizmete başlayan Beidou Uydu Sistemi  Asya ve Pasifik bölgelerinde  2012’den itibaren hizmete başlamıştı.

Beidou Navigasyon Sistemi tamamlandığında Amerikanın GPS (Küresel  Konumlandırma Sistemi), Avrupa Birliğinin Galileo, Rusya’nın Glonass sisteminin ardında dünya genelinde hizmet veren dördüncü büyük küresel navigasyon sistemi olacak. 

Mars'ta su gölü bulundu!

Bilim adamları Mars'ın yüzeyindeki buz kütlesinin altında su gölü buldu. Keşif takımından Dr. Sebastian Lauro gölün keşfinin Mars'ta hayat olabileceği teorisini hayli artırdığını ve bunun yanında başka göllerin de olabileceğini  belirtti.

Avrupa Uzay Ajansının (ESA) Marsis adlı radarını kullanan bir grup İtalyan bilim insanı Mars'ta buz yüzeyinin 1,5 kilometre altında 20 kilometre genişlikte su gölü buldu. Bulunan göl Dünya dışında bulunan en büyük su kütlesi oldu. 

Mars'ın güney bölgesinde su bulunduğuna dair birçok hipotez yapıldı lakin bulunan sulardan hiçbiri stabil halde değildi. Dr. Sebastian ve arkadaşları da aynı bölgede araştırma yaptılar ancak buldukları gölün suyu stabil durumda. 

Yaptıkları keşifin önermli olduklarını belirten Dr. Sebastian 2012 yılından beri bu bölgede su olduğunu düşündüklerini lakin ellerinde veri olmadığı için kanıtlayamadıkları da söyledi. 

Bulunan gölün yerden 1,5 kilometre aşağıda olması onu -60 derece yapıyor. Bilim adamlarına göre gölde yaşamın olup olmadığı bilinmiyor. 

Göl nasıl bulundu?

Dr. Sebastian'ın HaberTürk'e yaptığı açıklamaya göre Marsis radarından çıkan dalgalar Mars yüzeyine çarpıyor. Çarpan dalgalar madde özelliğine göre belirli frekanslarda geri dönüyor. Bilim adamları dalgaların frekansına göre Mars'ta ne olduğunu anlayabiliyor. Gölün bulunduğu yer de ise iki tür frekans geliyor. Bu da oradaki bölgenin yapısını anlamaya yardımcı oluyor. 

Dr. Sebastian şimdi başka bölgelerde de araştırma yaparak diğer gölleri veya ırmakları da bulmak istiyor. Buldukları yerlerdeki suların da stabil olması da önemli.

Dr. Sebastian bu yeni keşfin Mars!a yapılacak insanlı misyonlar ile araştırılması gerektiğine de inanıyor.

Benim için küçük sizin için büyük olan bir aradan sonra tekrar karşınızdayım. İyi günler...

Çevre Dostu Sirketler #3 Unilever

Çevre dostu şirketler serimizn yeni konuğu Unilever oluyor.
Unilever ismini birçok ürünün ambalajında görebilirsiniz. Unilever geniş ürün yelpazesinde oluşturduğu binlerce marka ile insanlığa temiz, sağlıklı bir ortam hazırlamak için elinden geleni yapıyor. Oluşturduğu marka filosu ile her gün 2,5 milyon insana hizmet veriyor. 

Sadece yemek kategorisinde 24 adet markası bulunan Unilever'ın 190 ülkede 400 den fazla markası çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye'de hazır çorbalarıyla ün kazanmış Knorr, dondurmalarıyla meşhur Algida, parfümleriyle bizi kendimizden geçirten Axe, Signal, Omo, Lipton, Elidor, Magnum ve daha birçok marka Unilever tarafından kurulmuştur. 

Bu kadar marka oluşturmanın amacı ne? 

Birçok ürün geliştiren Unilever her kategoride insanlara hizmet sunamayacağını biliyordu bu nedenle kendine ait alt şirketler (markalar) oluşturdu. Artık her markanın kendi ürünü vardı ve Unilever birçok kategoride insanlara fayda sağlayabiliyordu.

Unilever hergün milyonlarca insana hızlı ve güvenli bir şekilde hizmet sağlıyor. Bu hızı geliştirdiği yeni inovasyon fikirleri, güvenliği ise bu fikirleri hayata uygulayarak yapıyor. Çevresel ayak hızını azaltmak amacıyla birçok ambalaj ve etiket petrol türevi malzemelerden değil doğada temizlenebilen malzemelerden yapılıyor. Bu amaçla 830 Euro'yu geçen bir yatırım yapmış. Bu yatırım sayesinde şirket her geçen gün yeni ödüllerin sahibi oluyor.

Gıdalar uzun süre bozulmaması için değişik işlemlerden geçirilmektedir. Bu işlemler gıdaların genetik yapısını bozarak insanlar için tehlike oluşturmaktadır. Unilever bu işlemleri en az ama etkili hangi şekillerde yapılabileceği hakkında 2008 yılından beri mühendisleriyle kafa patlatıyor.  Bu sayede hem yenilikçi hem hızlı bir o kadar da güvenli ürünler geliştiriyor. 

Unilever sadece ürünlerine yenilik getirmiyor. Birçok kimyager ile birlikte değişik deterjanlar ve parfümler üretiyor. Güvenliği ve etkisi sayesinde ürünleri insanlık için gerekli ancak doğa için kirli olmayan malzemelere dönüşüyor. Unilever bu şekilde 600 milyondan fazla insanın sağlık ve hijyeninin geliştirilmesine katkıda bulunuyor. 

Şirketin dünyanın dört bir yanında çalıştığını da söyleyelim.

Çevre dostu şirketler serisi en beğenilen serilerimden biri olmaya devam ediyor. United Technologies'a gelen geri dönüşler sonunda her bir makaleyi dikkatle yazmaya çalışıyorum. Herhangi bir yanlışım olmuşsa affola. İyi günler dilerim.

Gmail bildirimler için YAPAY ZEKA kullanacak!

Google'ın e posta sistemi Gmail geçtiğimiz haftalarda yeni bir güncelleme aldı. Artık bu güncelleme ile bildirimler yapay zeka tarafından denetlenip kullanıcıya sunulacak. Yavaş yavaş güncellemeler ile kullanıcılara sunulan yeni Gmail kullanıcı bilgilerini kontrol ederek kendisine uygun olan bildirimleri gösterecek. 

İlgilenmediği konulardaki bildirimler gösterilmeyerek kullanıcının onlarca e-posta arasından kendine uygun bilgileri hemen bulabilecek. Uygulama daha yeni sunuldu ve ülkemizde henüz desteklenmiyor. Umarız bu tür programlar ülkemize daha çabuk gelir. 

Çevre Dostu Sirketler #2 United Technologies

Çevre dostu şirketler serimizde bu sefer United Technologies (Birleşmiş Teknolojiler) konuğumuz oluyor. Aslında United Technologies’a şirket dememiz yanlış olur. Çünkü kendilerine ait 4 ayrı şirket daha var. Aslında bir tür şirketler topluluğu da diyebiliriz. Bu topluluğun amacı dünyayı değiştirecek eylemler, projeler yapmak.  

Kendilerine ait 4 ayrı şirket var demiştim bu şirketlerden uzay teknolojileri ile ilgilenen şirket United Aerospace Systems, tasarım ve şehircilik ile ilgilenense OTIS olarak adlandırılıyor. Güvenlik ve iklimlendirme alanında ise United Technologies Climate yer alıyor. 4. Şirket ise bir çiftin adını taşıyor. Pratt&Whitney adındaki bu şirket çiftin geliştirdiği her şeyi kapsıyor.

United Aerospace Systems yeni uçak tasarımları ve uzay teknolojilerinde kullanılacak yeni parçalar üretiyor. Onlara göre uçmak doğuşun yeni versiyonu. Uçakların ve uzay araçlarının takibini kolaylaştırmak amacıyla İnteliSight teknolojisini geliştirdi. 

Ayrıca NASA gibi uzay alanında çağ atlamış şirketlerle birlikte astronotlar için 

ACES 5 Modüler Koltuğu geliştirdi. 

Bunun yanında uzay araçları için data sistemleri, fren, tekerlek ve sensör geliştiriyor.

Kendileri hakkkında daha fazla bilgiyi www.utcaerospacesystems.com adresinden öğrenebilirsiniz. 

        

OTIS adlı şirketin amacı eski görünüşü değiştirmek. Binaların dış görünüşleri, oda tasarımlarıyla ilgilenen bu şirket ilhamı ise yıllardır bozulmayan yapılardan alıyor.

Birçok köprünün yapılmasına yardım eden şirket gökdelenler için özel asansörler de üretiyor. 

Gökdelen taşımacılığının kralı dediğimiz bu şirketimiz hem daha az enerji kullanan ama daha fazla insana hizmet veren değişik asansörler geliştiriyor.  

Gen2 , HydroFit, SkyRise ve SkyBuild adında değişik asansör tasarımları bulunuyor. 

Ayrıca yeni yapıların nasıl daha az enerji kullanarak ve çevreye zarar verilmeden yapilabileceği konusunda projeler geliştiriyorlar. Kendileri hakkında daha fazla bilgiyi www.otis.com adresinden öğrenebilirsiniz. 

United Technologies Climate'in asıl ismi United Technologies Climate&Controls&Security dir. Şirketin amacı dünyayı yaşanılacak daha iyi bir yer haline getirmek. Bu amacını da kat ve kat yapıyor zaten. Ülkemizde de etkin bir şekilde klima üreten Carrier markasının kurucusu bu şirket. 


Öte yandan  Automated Logic, NORESCO, UTEC, Autronica, Chubb, Delta, DET-TRONICS, Fireye, Intelogix gibi yüzlerce markanın da kurucusudur. 



Şirket akıllı ev sistemleri, ısıtma ve soğutma sistemleri, yangın koruması ve güvenlik gibi alanlarda çevreye duyarlı sistemler geliştiriyor. Geliştirdikleri sistemler ve kurdukları markalar ile dünya üzerindeki 7000 şehirde 3 milyar dolarlık enerji tasarrufu sağlıyorlar. 

   

Ülkemizde pek tanınmış bir şirket olamamasına rağmen yurt dışında 1902 yılından beri bu tür sistemler üretiyor. Ürünlerini belirtmek isterdim ancak şirketin çok geniş bir ürün yelpazesi mevcut. Alarmlardan ultraviyole lambalara, hava kompresörlerinden hastanelerdeki soğutma ve ısıtma sistemlerine kadar binlerce ürün geliştiren şirket dünya çapında birçok ödülün de sahibi. 

Ülkemizde de önemli bir yere sahip Carrier 2000 yılından beri sera gazı emisyonlarının önlenmesi için çalışıyor. Bu çalışma amacıyla şu ana kadar 255 234 980 bin metre küp karbondioksiti doğaya kazandırmış ve kazandırmaya devam ediyor.

 

Ayrıca United Technologies Climate&Controls&Security'nin güvenli ev sistemleri dünyanın en uzun gökdeleni Burj Khalifa tarafından kullanılıyor. Şirket hakkında daha fazla bilgiyi www.css.utc.com adresinden öğrenebilirsiniz.

Pratt&Whitney adlı şirketin amacı roket motorlarını geliştirerek dünyaya daha duyarlı hale getirmek. Bu marka iki çiftin adını taşıyor ancak çalışanlar 2 kişiden ibaret değil. Şirket  F135 , F16, F15, F35 gibi savaş uçaklarının motorlaarını tekrardan düzenliyor ve daha az yakıt kullanan yeni motorlar haline getiriyorlar.

Geliştirdikleri turbo fanlı bir motor ile 40 milyon galon yakıt tasarrufu sağlamışlar.  Ayrıca değişik havayollarında (Hawai Havayolları, Katar Havayolları) kullanılan A320 yolcu uçaklarının birçoğunun uçmasını da sağlıyor. Şirket birçok uçak motoru ödülünün de sahibi. Savaş sanayisine yardım ederek değişik bombardıman uçaklarının gelişmesinde önemli rol oynayan Pratt&Whitney uçak gemilerinin gelişimi için de yardım ediyor.

  

 Geliştirdikleri başka uçak motorları da var. Bunlardan bazıları F100, F117, F119 , T100 adlı uçak motorlarıdır. Uzay alanıyla pek ilgilenmeyen şirket son kullanıcılara özel parça satışı da yapıyor. Şirket hakkında daha fazla bilgiyi www.pw.utc.com adresiden öğrenebilirsiniz.

Son kullanıcı nedir?

Son kullanıcı ürünün en son halini kullanan kişiler iççin denilen bir terimdir. Son kullanıcı bilgisayar hakkında bilgisi olmayan, programlama hakkında bilgisi olmayan kişiler için kullanılmaktadır. Şu an üretilen ürünlerin %85’i son kullanııcılar düşünülerek geliştirilmektedir.

Serimizin ikinci konuğunu da burada uğurlayarak makalemi sonlandırıyorum. Umarım okurken bilgileriniz tazelenmiştir. Daha yazılacak tonla bilgi varken kendimce özetleyerek anlaşılması en kolay hale getirmeye çalıştım. Bir yanlışımız varsa affolması dileğiyle. İyi günler…

Çevre Dostu Sirketler #1 Holthausen Group

Bir makalemde de bahsettiğim ve videosunu çektiğim Holthausen Group Hollanda merkezli bir şirkettir. Şirketin amacı temiz gelecek için yenilikçi fikirler bularak bunları hayata geçirmek diyebiliriz. Bu amaç doğrultusunda 2014 yılında Yeşil Gaz adında bir merkez kurdular. Bu merkezde kendi filoları da dahil olmak üzere bütün araçları sıfır emisyon yapmak için çalışıyorlar.

Sıfır emisyon araç nedir?

Sıfır emisyon araçlar doğaya zararlı gaz salınımı (CO2 , SO3 , SO2) yapmadan kullanılan araçlardır. Bu sayede ozon tabakasının zarar görmesi gibi küresel çapta hasar verecek durumların azaltılması amaçlanmaktadır.

Holthausen Group bu amaçla HESLA adında Dünya’daki ilk hidrojenle çalışan elektrikli Tesla aracını geliştirdi.

 Ayrıca Hyundai ile işbirliği içerisinde Hyundai IX35FCEV gibi değişik sıfır emisyonlu araç geliştirdi.

Kendi filosunu da sıfır emisyonlu hale getiren Holthausen Group gelecekte nakliyenin nasıl olacağını tüm Dünya’ya göstererek hidrojen ile çalışan %100 temiz Fuel Cell otobüsü geliştirdiler. 

 Holthausen Group bunlar dışında değişik güneş panelleri ve çevre dostu ürünler geliştirdi. Ürettiği güneş panelleri ile kendi filosuna enerji sağladı.  Holthausen Group birçok ürün geliştirdi ve yeni ürünler geliştirmeye çalışıyor geliştireceklere de yardım edeceklerini herzaman belirtiyor.  Ayrıca yeni ve temiz enerji üretmek amacıyla Cleanenergy adında yeni bir şirket kurdu. Bu yeni şirket ile birlikte Dünya’ya temiz kaynaklarla çalışan ekipmanlar (güneş panelleri vs.) sunacak. 

CleanEnergy hakkında daha fazla bilgiyi www.cleanenergy.nl adresinden edinebilirsiniz. Lakin anlamanız için Flemenkçe ve İngilizcenizin üst düzeyde olması gerekmekte. Holthausen Group’un kendi websitesine www.holthausen.nl adresinden gidebilirsiniz. Bu arada şirket sadece Hollanda sınırlarında yardım yapıyor.