Çevre Dostu Sirketler #3 Unilever

Çevre dostu şirketler serimizn yeni konuğu Unilever oluyor.
Unilever ismini birçok ürünün ambalajında görebilirsiniz. Unilever geniş ürün yelpazesinde oluşturduğu binlerce marka ile insanlığa temiz, sağlıklı bir ortam hazırlamak için elinden geleni yapıyor. Oluşturduğu marka filosu ile her gün 2,5 milyon insana hizmet veriyor. 

Sadece yemek kategorisinde 24 adet markası bulunan Unilever'ın 190 ülkede 400 den fazla markası çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye'de hazır çorbalarıyla ün kazanmış Knorr, dondurmalarıyla meşhur Algida, parfümleriyle bizi kendimizden geçirten Axe, Signal, Omo, Lipton, Elidor, Magnum ve daha birçok marka Unilever tarafından kurulmuştur. 

Bu kadar marka oluşturmanın amacı ne? 

Birçok ürün geliştiren Unilever her kategoride insanlara hizmet sunamayacağını biliyordu bu nedenle kendine ait alt şirketler (markalar) oluşturdu. Artık her markanın kendi ürünü vardı ve Unilever birçok kategoride insanlara fayda sağlayabiliyordu.

Unilever hergün milyonlarca insana hızlı ve güvenli bir şekilde hizmet sağlıyor. Bu hızı geliştirdiği yeni inovasyon fikirleri, güvenliği ise bu fikirleri hayata uygulayarak yapıyor. Çevresel ayak hızını azaltmak amacıyla birçok ambalaj ve etiket petrol türevi malzemelerden değil doğada temizlenebilen malzemelerden yapılıyor. Bu amaçla 830 Euro'yu geçen bir yatırım yapmış. Bu yatırım sayesinde şirket her geçen gün yeni ödüllerin sahibi oluyor.

Gıdalar uzun süre bozulmaması için değişik işlemlerden geçirilmektedir. Bu işlemler gıdaların genetik yapısını bozarak insanlar için tehlike oluşturmaktadır. Unilever bu işlemleri en az ama etkili hangi şekillerde yapılabileceği hakkında 2008 yılından beri mühendisleriyle kafa patlatıyor.  Bu sayede hem yenilikçi hem hızlı bir o kadar da güvenli ürünler geliştiriyor. 

Unilever sadece ürünlerine yenilik getirmiyor. Birçok kimyager ile birlikte değişik deterjanlar ve parfümler üretiyor. Güvenliği ve etkisi sayesinde ürünleri insanlık için gerekli ancak doğa için kirli olmayan malzemelere dönüşüyor. Unilever bu şekilde 600 milyondan fazla insanın sağlık ve hijyeninin geliştirilmesine katkıda bulunuyor. 

Şirketin dünyanın dört bir yanında çalıştığını da söyleyelim.

Çevre dostu şirketler serisi en beğenilen serilerimden biri olmaya devam ediyor. United Technologies'a gelen geri dönüşler sonunda her bir makaleyi dikkatle yazmaya çalışıyorum. Herhangi bir yanlışım olmuşsa affola. İyi günler dilerim.

Gmail bildirimler için YAPAY ZEKA kullanacak!

Google'ın e posta sistemi Gmail geçtiğimiz haftalarda yeni bir güncelleme aldı. Artık bu güncelleme ile bildirimler yapay zeka tarafından denetlenip kullanıcıya sunulacak. Yavaş yavaş güncellemeler ile kullanıcılara sunulan yeni Gmail kullanıcı bilgilerini kontrol ederek kendisine uygun olan bildirimleri gösterecek. 

İlgilenmediği konulardaki bildirimler gösterilmeyerek kullanıcının onlarca e-posta arasından kendine uygun bilgileri hemen bulabilecek. Uygulama daha yeni sunuldu ve ülkemizde henüz desteklenmiyor. Umarız bu tür programlar ülkemize daha çabuk gelir. 

Çevre Dostu Sirketler #2 United Technologies

Çevre dostu şirketler serimizde bu sefer United Technologies (Birleşmiş Teknolojiler) konuğumuz oluyor. Aslında United Technologies’a şirket dememiz yanlış olur. Çünkü kendilerine ait 4 ayrı şirket daha var. Aslında bir tür şirketler topluluğu da diyebiliriz. Bu topluluğun amacı dünyayı değiştirecek eylemler, projeler yapmak.  

Kendilerine ait 4 ayrı şirket var demiştim bu şirketlerden uzay teknolojileri ile ilgilenen şirket United Aerospace Systems, tasarım ve şehircilik ile ilgilenense OTIS olarak adlandırılıyor. Güvenlik ve iklimlendirme alanında ise United Technologies Climate yer alıyor. 4. Şirket ise bir çiftin adını taşıyor. Pratt&Whitney adındaki bu şirket çiftin geliştirdiği her şeyi kapsıyor.

United Aerospace Systems yeni uçak tasarımları ve uzay teknolojilerinde kullanılacak yeni parçalar üretiyor. Onlara göre uçmak doğuşun yeni versiyonu. Uçakların ve uzay araçlarının takibini kolaylaştırmak amacıyla İnteliSight teknolojisini geliştirdi. 

Ayrıca NASA gibi uzay alanında çağ atlamış şirketlerle birlikte astronotlar için 

ACES 5 Modüler Koltuğu geliştirdi. 

Bunun yanında uzay araçları için data sistemleri, fren, tekerlek ve sensör geliştiriyor.

Kendileri hakkkında daha fazla bilgiyi www.utcaerospacesystems.com adresinden öğrenebilirsiniz. 

        

OTIS adlı şirketin amacı eski görünüşü değiştirmek. Binaların dış görünüşleri, oda tasarımlarıyla ilgilenen bu şirket ilhamı ise yıllardır bozulmayan yapılardan alıyor.

Birçok köprünün yapılmasına yardım eden şirket gökdelenler için özel asansörler de üretiyor. 

Gökdelen taşımacılığının kralı dediğimiz bu şirketimiz hem daha az enerji kullanan ama daha fazla insana hizmet veren değişik asansörler geliştiriyor.  

Gen2 , HydroFit, SkyRise ve SkyBuild adında değişik asansör tasarımları bulunuyor. 

Ayrıca yeni yapıların nasıl daha az enerji kullanarak ve çevreye zarar verilmeden yapilabileceği konusunda projeler geliştiriyorlar. Kendileri hakkında daha fazla bilgiyi www.otis.com adresinden öğrenebilirsiniz. 

United Technologies Climate'in asıl ismi United Technologies Climate&Controls&Security dir. Şirketin amacı dünyayı yaşanılacak daha iyi bir yer haline getirmek. Bu amacını da kat ve kat yapıyor zaten. Ülkemizde de etkin bir şekilde klima üreten Carrier markasının kurucusu bu şirket. 


Öte yandan  Automated Logic, NORESCO, UTEC, Autronica, Chubb, Delta, DET-TRONICS, Fireye, Intelogix gibi yüzlerce markanın da kurucusudur. 



Şirket akıllı ev sistemleri, ısıtma ve soğutma sistemleri, yangın koruması ve güvenlik gibi alanlarda çevreye duyarlı sistemler geliştiriyor. Geliştirdikleri sistemler ve kurdukları markalar ile dünya üzerindeki 7000 şehirde 3 milyar dolarlık enerji tasarrufu sağlıyorlar. 

   

Ülkemizde pek tanınmış bir şirket olamamasına rağmen yurt dışında 1902 yılından beri bu tür sistemler üretiyor. Ürünlerini belirtmek isterdim ancak şirketin çok geniş bir ürün yelpazesi mevcut. Alarmlardan ultraviyole lambalara, hava kompresörlerinden hastanelerdeki soğutma ve ısıtma sistemlerine kadar binlerce ürün geliştiren şirket dünya çapında birçok ödülün de sahibi. 

Ülkemizde de önemli bir yere sahip Carrier 2000 yılından beri sera gazı emisyonlarının önlenmesi için çalışıyor. Bu çalışma amacıyla şu ana kadar 255 234 980 bin metre küp karbondioksiti doğaya kazandırmış ve kazandırmaya devam ediyor.

 

Ayrıca United Technologies Climate&Controls&Security'nin güvenli ev sistemleri dünyanın en uzun gökdeleni Burj Khalifa tarafından kullanılıyor. Şirket hakkında daha fazla bilgiyi www.css.utc.com adresinden öğrenebilirsiniz.

Pratt&Whitney adlı şirketin amacı roket motorlarını geliştirerek dünyaya daha duyarlı hale getirmek. Bu marka iki çiftin adını taşıyor ancak çalışanlar 2 kişiden ibaret değil. Şirket  F135 , F16, F15, F35 gibi savaş uçaklarının motorlaarını tekrardan düzenliyor ve daha az yakıt kullanan yeni motorlar haline getiriyorlar.

Geliştirdikleri turbo fanlı bir motor ile 40 milyon galon yakıt tasarrufu sağlamışlar.  Ayrıca değişik havayollarında (Hawai Havayolları, Katar Havayolları) kullanılan A320 yolcu uçaklarının birçoğunun uçmasını da sağlıyor. Şirket birçok uçak motoru ödülünün de sahibi. Savaş sanayisine yardım ederek değişik bombardıman uçaklarının gelişmesinde önemli rol oynayan Pratt&Whitney uçak gemilerinin gelişimi için de yardım ediyor.

  

 Geliştirdikleri başka uçak motorları da var. Bunlardan bazıları F100, F117, F119 , T100 adlı uçak motorlarıdır. Uzay alanıyla pek ilgilenmeyen şirket son kullanıcılara özel parça satışı da yapıyor. Şirket hakkında daha fazla bilgiyi www.pw.utc.com adresiden öğrenebilirsiniz.

Son kullanıcı nedir?

Son kullanıcı ürünün en son halini kullanan kişiler iççin denilen bir terimdir. Son kullanıcı bilgisayar hakkında bilgisi olmayan, programlama hakkında bilgisi olmayan kişiler için kullanılmaktadır. Şu an üretilen ürünlerin %85’i son kullanııcılar düşünülerek geliştirilmektedir.

Serimizin ikinci konuğunu da burada uğurlayarak makalemi sonlandırıyorum. Umarım okurken bilgileriniz tazelenmiştir. Daha yazılacak tonla bilgi varken kendimce özetleyerek anlaşılması en kolay hale getirmeye çalıştım. Bir yanlışımız varsa affolması dileğiyle. İyi günler…

Çevre Dostu Sirketler #1 Holthausen Group

Bir makalemde de bahsettiğim ve videosunu çektiğim Holthausen Group Hollanda merkezli bir şirkettir. Şirketin amacı temiz gelecek için yenilikçi fikirler bularak bunları hayata geçirmek diyebiliriz. Bu amaç doğrultusunda 2014 yılında Yeşil Gaz adında bir merkez kurdular. Bu merkezde kendi filoları da dahil olmak üzere bütün araçları sıfır emisyon yapmak için çalışıyorlar.

Sıfır emisyon araç nedir?

Sıfır emisyon araçlar doğaya zararlı gaz salınımı (CO2 , SO3 , SO2) yapmadan kullanılan araçlardır. Bu sayede ozon tabakasının zarar görmesi gibi küresel çapta hasar verecek durumların azaltılması amaçlanmaktadır.

Holthausen Group bu amaçla HESLA adında Dünya’daki ilk hidrojenle çalışan elektrikli Tesla aracını geliştirdi.

 Ayrıca Hyundai ile işbirliği içerisinde Hyundai IX35FCEV gibi değişik sıfır emisyonlu araç geliştirdi.

Kendi filosunu da sıfır emisyonlu hale getiren Holthausen Group gelecekte nakliyenin nasıl olacağını tüm Dünya’ya göstererek hidrojen ile çalışan %100 temiz Fuel Cell otobüsü geliştirdiler. 

 Holthausen Group bunlar dışında değişik güneş panelleri ve çevre dostu ürünler geliştirdi. Ürettiği güneş panelleri ile kendi filosuna enerji sağladı.  Holthausen Group birçok ürün geliştirdi ve yeni ürünler geliştirmeye çalışıyor geliştireceklere de yardım edeceklerini herzaman belirtiyor.  Ayrıca yeni ve temiz enerji üretmek amacıyla Cleanenergy adında yeni bir şirket kurdu. Bu yeni şirket ile birlikte Dünya’ya temiz kaynaklarla çalışan ekipmanlar (güneş panelleri vs.) sunacak. 

CleanEnergy hakkında daha fazla bilgiyi www.cleanenergy.nl adresinden edinebilirsiniz. Lakin anlamanız için Flemenkçe ve İngilizcenizin üst düzeyde olması gerekmekte. Holthausen Group’un kendi websitesine www.holthausen.nl adresinden gidebilirsiniz. Bu arada şirket sadece Hollanda sınırlarında yardım yapıyor.

İnsan Nefesinden Hastalıkları Tespit Edebilen YAPAY ZEKA Geliştirildi!

Bilim insanları, hastalıkların ilk olarak etkilediği yerin nefes kokusu olduğunu belirtiyor. Nefes kokusunu algıyalan birçok hassas sensör şu anda mevcut.  Ancak hepsi laboratuvar içerisinde kullanılıyor. Bunun üzerine hastanelerde ve normal havalarda kullanılabilecek sensör geliştirdiler. Bu sensörleri de yine kendi geliştirdikleri yapay zeka ile eşleştirdiler. Sonucunda insandaki hastalıkları erkenden tespit edebilen yapay zekaya sahip oldular.

Yapay zeka yazılımı için belli matematiksel algortimalar gerekmekteydi. Bu matematiksel algoritmaları  İngiltere’deki Lougborough Üniversitesindeki veri birimi ekibi geliştirdi. Yapay zeka, nefes kokusundaki bileşenleri teyit ederek ,onlarca olasılık ve değişken arasından, kişiye ne hastalığı olduğunu söyleyecek.

Şimdilik sadece belirli kanserleri bulabilen algoritma, yeni nefes verileri ile bilgi merkezini büyütecek. Böylelikle yeni hastalıklar henüz bulaşma aşamasında iken bulunabilecek. Bulunan bu hastalıklar için erkenden ilaç üretilebilecek.

Yapay zeka onlarca bilgiden doğru olanını en kısa sürede seçecek. Tahminlere göre bu süre birkaç dakikadan fazla olamayacak. Bu işlem laboratuvarlarda yapılsaydı belki haftalar hatta aylar bile alabilirdi.

Yapay zeka için; doktorlar,akademisyenler,radyologlar ve hemşirelerden oluşan bir ekip kanser tedavisi gören hastaların nefeslerinden veri topladı. Bu veriler bilgisayar mühendisleri ve kimyagerler tarafından matematiksel algoritmalara dökülüp yapay zekanın kullanımına sunuldu. Hala bu ekip yeni hastalıkların tespiti için veri toplamaya devam ediyor.

İlk olarak alheidler olarak bilinen ve stres sonucu ortaya çıkan hastalığa önem verilmekte. Daha sonra diğer hastalıkların tespiti için de çalışmalar yapılacak. Umarız ki ülkemize de gelir. Geldiğinde birçok kişi rahatlayacaktır.

Gelişmeleri burada sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. İyi günler…

Çin sokakları artık telefon yollarına açık!

Çin'in Şian kentinde telefona bakarak yürüyen yayalar için ayrı yollar oluşturuldu. 

Akıllı telefonlar geliştikçe ve yaygınlaştıkça insanlar tarafından alım gücü artıyor. Kişi telefonu aldığı zaman bütün işlemlerini buradan gerçekleştiriyor. Bu da telefonu bağımlı yapıyor. Telefonu yanından ayırmayan hatta yolda gözünden düşmeyen insanlar için artık Çin devletinin yeni bir yöntemi var: Akıllı Telefon Yolu.

Kaldırımlara arabaların geçeceği gibi şeritler yapılıyor. Bu sayede hem telefon kullanan kişiler hem kullanmayanlar birbirini engellemiyor. Ancak insanlar telefon kullanırken sosyal hayat ile ilişkilerini kesiyorlar. Bu onları başkalarına çarpmaktan korusa da diğer tehlikelerden korumuyor. 

Çin haber sitelerine göre bu cadde üzerinde bulunan birçok alışveriş merkezi, kaldırımlara telefon kullananlar için şerit çekilmesi gerektiğini belirtmiş.

Kırmızı,mavi,yeşil gibi renklere boyanan yolların genişliği 80 cm uzunluğu ise ortalama 100 metre. 

Bölge sakinleri bu uygulamanın ilk kez yapıldığını ve bundan hoşnut olduklarını dile getirdi. Telefon kullananların birbirine çarpacağını söyleyen de az değil. Ülkemizde yapılabilecek bir yöntem ancak halkın tepkisi Çin halkı gibi mutlu olmayabilir. Tabi bu benim görüşüm. Umarım bilgilendirici bir makale olmuştur. Görüşmek üzere...

3D yazıcı ile yapılan İLK yaşanılabilir ev!

Dünyanın ilk, 3D yazıcı ile yapılan ve yaşanabilen evleri Hollanda'da başlıyor. Bu evlerin yapılmasıyla inşaat sektöründe bir devrim yaşanması bekleniyor.

Daha önceden 3D yazıcı ile evler yapılmıştı. Peki bu evlerin diğerlerinden farkı ne? Tabiki yaşanabilir olmaları. Bu projenin arkasındaki ekip yeni sistemin başka yenilikçi projelere ev sahipliği yapabileceğini öngörüyor. Emlak uzmanları bu projenin, Hollanda'daki sıvacı sıkıntısını çözeceğini düşünüyorlar. Ayrıca bu proje ile inşaat sırasında çevreye verilen zararın en aza indirilebileceği belirtiliyor. 

İnşaat yapılırken belirli kalıplar için çimento gerekmekte. Ayrıca yanlış yapım sonucu çatlayan betonlar malzeme kullanımı arttırmakta. Bu proje ile gerektiğinden fazla malzeme kullanımının önüne geçilebilecek. Bu projeye Eindhoven Teknoloji Üniversitesi de destek veriyor.

Su, elektrik, gider tesisatı da tamamen 3D yazıcı tarafından üretilecek. 

Kullanılan yazıcı robot kol şeklinde ve başında çimento dökmeye yarayan bir kısım barındırıyor. Yapım sırasında çimento mimari tasarıma uygun ve kat kat dökülüyor. Böylece çatlama riski azalıyor dayanıklılık artıyor. 

Hollanda'daki inşaat firmaları, inşada kullanılan kalıplar yapmadıklarından memnunlar. Bu proje hayata geçerse çimentodan kazançları epey artacak. Bu da daha fazla konut yapmak demek. Daha fazla konut daha fazla insan, fazla insan yeni iş imkanlarının doğması demektir. Bunun sonucunda ülkenin gelişmesi kaçınılmaz olur.

Ayrıca ev inşasında kullanılacak kalıplar önceden hazırlanıp inşaat yerine götürülüyordu. Bu da maliyetin artması demek. Ancak 3D yazıcılar ile bu maliyet de ortadan kalkacak. 

3D yazıcı teknolojisi yeni bir teknoloji ve bir teknoloji nereye giderse gitsin gittiği yeri geliştirir. 3D yazıcının kullanılması için fiber altyapısı gerekmekte. Bu da yapılacak evin de  bu altyapıya sahip olacağını gösterir. Fiber altyapıya sahip olan evler akıllı ev sistemlerine daha yatkın olacak. Bu sayede bu projenin yaygın olduğu ülkelerde hırsızlık gibi olaylar yavaşlayacak hatta duracak.

Şunu belirtmeyi de unutmayayım. Bu yeni evlerin yapımına 2019'da başlanılacak.

Bu konu uzar da gider ancak belirli bir noktada kesmek gerek. Şimdilik benden bu kadar. Umarım yararlı olabilmişimdir. Diğer ki makalelerde görüşmek üzere...

Salyangozlar için "HAFIZA NAKLİ"

Hafıza naklini şimdilik filmlerde görüyoruz. Özellikle Amerikan filmlerinde :) Ancak California'da yapılan araştırma sonucunda salyangozdan hemcinsine hafıza nakli yapıldı.

DNA'daki bilgi Ribonükleik Asit (RNA) ile başka yerlere taşınıyor. Bilim insanları salyangozlar arası RNA transferi yapmayı başardılar. Hafıza hakkında bilgi edinmek için her araştırmayı göze alan bilim insanlarımız bu sefer Aplysia adındaki salyangoz türü arasında RNA transferini gerçekleştirdi. 

Salyangozlara belirli miktarda elektrik verildiğinde kaslarında kasılma olur. Bu elektrik düzenli verilirse kaslar bu kasılma için direnç oluşturur. Bilim insanları bu direnç oluşturan hücrelerdeki RNA'yı direnç oluşturmayan başka hücreye transfer ederek diğer hücrenin de kasılmasını önlediler. 

Yeni dirençli kasların dayanma süresi diğerlerine oranla az olmasına rağmen %90'dan fazla verim elde edildi. 

Bilim adamlarına göre bu araştırma verileri kullanılarak yeni sistemler geliştirilirse Alzheimer hastalığı yavaşlatılabilir. 

Ayrıca salyangozun sinir sisteminde 20 bin insanda 100 bin nötron bulunmakta.

Bence bu sistem hızlandırılır ise değişik alanlarda da kullanılabilir. Şimdilik benden bu kadar. Değişik haberler ile karşınızda olmaya devam edeceğim. Takipte kalmayı unutmayın.

Japonya'dan BiyoHybrid Parmak

Japon mühendisler devrim sayılabilecek robot parmak geliştirdiler. Bu parmak canlı fare iskeleti, fare kas dokuları ve metal plastik karışımı çerçeveden oluşuyor. Geliştirilen bu küçük robot parmak insan kaslarındaki hareketleri yapabiliyor. Ayrıca küçük parçaları kaldırıp başka yerlere götürebiliyor.

Robotu geliştirmek için fare kasları yeniden düzenlendi. Yeni tasarımlı eklemler yaklaşık 90 dereceye kadar dönebiliyor. Robot parmak insan parmağı gibi çalışabiliyor. Enerji verilince oynayan bu parmak 1,5V/mm enerji altında 90 derece 1V/mm enerji altında 70 dereceye kadar oynayabiliyor. 

İleride yapay parmak üretiminde işe yarayabilecek bu teknolojinin eksiği de yok değil. Şimdilik sadece suda çalışabilen robot parmağımızı Japon bilim insanları geliştirmeye devam ediyor.

Gelişmeleri yakından takip ederek en küçük bir olayda burada sizlerle olacağım. İyi günler...